Rabia Kaçmaz

Bir Ruh; Editör, Öğretmen, Terapist, Yazar

Ben kim miyim?

“Ben önce insan olmak istiyorum.”, “Doktorum.”, “CEO’yum.”, “İstanbulluyum.”, “Genel Müdür”, “Ölümden döndüm.” vs. birçok tür tanımımızı ya da rol tanımımızı sıralarız. “Rol” kelime anlamı itibarıyla “seçilen ya da verilen bir kişiliği canlandıran oyuncunun yapması gereken davranışların ve söylemesi gerekenlerin tümü”, “bir işte kimsenin üstüne düşen görev” ya da “gerçek olmayan davranış, gösteriş” anlamlarına gelmektedir. Farkında mısınız, üç TDK tanımına göre de “rol”, bize kişiyi tanıtmıyor çünkü gerçek olmayan bir durumdan, kişiden bahsediyoruz. Daha da önemlisi bu “rol” içine sığdırılan her şey, birilerinin çıkarına -ki çıkar, sürekli değişir- göre oluşturulur.

Evet, öğretmen, biyolog, editör, aile danışmanı, sosyolog, musahhih vs. -tam olmasa da- birçok renkli role büründüm, kuşandım, giyinmeye de devam ediyorum. Hepsi de istediğim, yeri geliyordu vazgeçtiğim şeylerdi. Zaten yeri geliyor da üstünüzden çıkarabildiğiniz şey, ne kadar sizi yansıtır ki ya da siz olarak tanımlanabilir ki? Ben onlardan hiçbiriyim. Ben isteklerine, beklentilerine, hayallerine, ihtiyaçlarına göre deneyler yapan bir “ruh”um. En önemli deneğim de bedenimken en tehlikeli düşmanım da “zaman”.